aciz, -czi
Arapça ʿacz
1. isim Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük:
“Kendimde mukavemet yerine zaaf, taarruz yerine aciz, mücadele yerine gevşeklik hissediyorum.” – Etem İzzet Benice
2. isim Beceriksizlik:
“Aczini bilmek de bir meziyettir.” – Ömer Seyfettin
3. isim, hukuk Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.
âciz
(a:ciz), Arapça ʿāciz
1. sıfat Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz:
“İhtiyar imparatorluk, bu genç devlet karşısında âcizdi.” – Yahya Kemal Beyatlı
2. sıfat Beceriksiz:
“Ne âciz heriflermiş, iki yıl daha dayanamazlar mıydı?” – Refik Halit Karay
3. zarf Güçsüz veya beceriksiz bir biçimde:
“Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu.” – Halide Edip Adıvar
4. isim Alçak gönüllülük gösteren kimsenin kendisinden söz ederken söylediği söz:
“Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey’in yaveri Muzaffer Bey’i ve âcizi alarak otomobile bindi.” – Ruşen Eşref Ünaydın
İlginizi Çekebilir