ama
(a’ma), Arapça ammā
1. bağlaç Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin:
“Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu.” – Necati Cumalı
2. bağlaç Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz:
“Fala inanmam ama fırsat bulursam baktırmadan da yapamam.” – Kemal Tahir
3. bağlaç Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz:
“Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım.” – Burhan Felek
4. bağlaç Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz:
Güzel ama güzel bir söz söyledi.
5. bağlaç Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz:
“Gerçi vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama!” – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
âmâ
sıfat, (a:ma:), Arapça aʿmā
Görme engelli.
İlginizi Çekebilir